TARDETMEK – TARDEYLEMEK 1. Uzaklaştırmak, sürmek: Hilâf-ı nizam hareket edenler olur ise ihtisap ağası tard ve def'edip yerine münâsibini kullana (Mec. Um.
1. Anlamı (eş anlamlısı): Kalıpta pişen bir tür meyveli pasta.
İsim geçici olarak işten el çektirme/ uzaklaştırma/azil. İsim geçici olarak okuldan uzaklaştırma, muvakkat tart .
Yerleşme, kökleşme: Harp, ancak hadariyet ve medeniyetin teessüsünden sonra bir şekl-i i'tidal almıştır (Cenap Şahâbeddin). Burada yeni bir hayat teessüs etmiş bulunuyordu (Ahmet Râsim). Bu kanâat bende tâ o senelerden başlayarak teessüs etmiş idi (Hâlit Z. Uşaklıgil).
1. Uzaklaştırılmak, sürülmek: Azâb-ı şâhânenize uğrayıp tardolunduğum andan îtibâren insanlıktan çıktım (Fâik Reşat).
tard / طرد / طَرْدْ Sürme, kovma, uzaklaştırma. Mektebden veya vazifeden uzaklaştırma. Hizmetten çıkarma.
1. Uzaklaştırılmak, sürülmek: Azâb-ı şâhânenize uğrayıp tardolunduğum andan îtibâren insanlıktan çıktım (Fâik Reşat).
1. Uzaklaştırılmak, sürülmek: Azâb-ı şâhânenize uğrayıp tardolunduğum andan îtibâren insanlıktan çıktım (Fâik Reşat). Ey sen ki Tanrı'nın bir tardolunmuş kulusun… (Enis B.
Arapça ṭrd kökünden gelen ṭard طرد z "uzaklaştırma" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça ṭarada "uzaklaştırdı, kovdu" fiilinin masdarıdır. Tard kelimesi tarihte bilinen ilk kez Meninski, Thesaurus (1680) eserinde yer almıştır.
Tard , bir kısım usûl âlimlerince illeti tespitte geçerliliği kabul edilen bir metottur. Fıkıh usûlü eserlerinde tard yerine ıttırad ve cereyân kelimeleri de kullanılmıştır.
Arapça ṭrd kökünden gelen ṭard طرد z "uzaklaştırma" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça ṭarada "uzaklaştırdı, kovdu" fiilinin masdarıdır. Tard kelimesi tarihte bilinen ilk kez Meninski, Thesaurus (1680) eserinde yer almıştır.
(ﻣﻮﻗّﺖ) sıf. (Ar. tevḳіt “vakti belirlemek”ten muvaḳḳat) Belirli bir zamâna mahsus olan, az süren, sürekli ve devamlı olmayan, geçici: Bizimkilerin cesâreti, beliğ bir kumandanın nutk-ı âteşîni ile alevlenmiş muvakkat bir şerâre değildir (Cenap Şahâbeddin).