“ Taabbudî hükümler : Tevkîfî hükümler ve sâbit hükümler olarak da ifade edilen bu kategorideki hükümler , aklın kendi başına ulaşamayacağı hükümlerdir. Namaz, oruç ve abdest gibi temel ibadet hükümleri ve akide meselelerindeki hükümler bu grupta yer alır. Burada akıl köklü bir değişim yapamaz.
TÂLİL . 1. Sebep bulma, bahâne gösterme: Bu emir ne tâlil ne de taallül kabul ediyordu (Ahmet Râsim). 2. fels.
(Osmanlı Dönemi) İbadet etmek. Kulluk etmek. (Ey insan! Kur'ânın desâtirindendir ki, Cenab-ı Hakk'ın mâsivâsından hiçbir şeyi ona taabbüd edecek bir derecede kendinden büyük zannetme.
taabbüdi / taabbüdî İbadete ait olup emrolunduğu için yapılan. Sebeb ve illeti sadece emir olan, aklın muhakemesine bağlı olmayan. İbâdete âit ve müteallik.
Fıkıh usulünde şer'î hükmün Allah'ın iktizâ, tahyîr ve vaz' bakımından mükelleflerin fiillerine ilişkin hitabı veya bu hitabın eseri şeklinde tanımlanmasının tabii sonucu olarak şer'î hüküm başlangıçta teklifî ve vaz'î olmak üzere iki kısma ayrılır .
1. Akıl erdirme, zihin yorarak anlama: Bu hâl eyler taakkul câmesin çâk / Edemez kimse istikbâli idrâk (Yahyâ Bey).
İslamda dinî hükümlerin dayandığı kaynaklara edille-i şer'iyye denir. Bu kaynaklar dört tanedir: kitap, sünnet, icma ve kıyas. Edille-i şer'iyye, veya şer'î deliller , en genel anlamda İslâm hukukunun kaynaklarını teşkil eder.
Fıkıh usulünde şer'î hükmün Allah'ın iktizâ, tahyîr ve vaz' bakımından mükelleflerin fiillerine ilişkin hitabı veya bu hitabın eseri şeklinde tanımlanmasının tabii sonucu olarak şer'î hüküm başlangıçta teklifî ve vaz'î olmak üzere iki kısma ayrılır .
Şer'î hüküm denildiğinde insanların gerek bireysel yapıp etmelerine gerekse başkalarıyla olan ilişkilerine dair bir değer yargısından söz edilmiş olur. Bir şeyin yapılmasının farz, vacip, sünnet, mübah, mekruh ve haram oluşu o şeyi yapmanın 'bireysel açıdan' hükmünü ifade eder.
İstidlâl, zihnin daha önce bilinen bir veya birden çok önermeden (kazıyye) bilinmeyen bir önermeyi sonuçlandırma, açığa çıkarma işlemidir. Diğer bir ifadeyle istidlâl, daha önce doğruluğu bilinen yahut doğru olduğu sanılan bir hüküm veya hükümlerden hareketle bilinmeyen bir hükme ulaşmaktır.
mazbut ::: (a. s. zabt'dan) : 1) zabtolunmuş, ele geçirilmiş. 2) yazılmış, kaydedilmiş. 3) hatırda tutulmuş.
SON YAZILAR
Beden eğitimi öğretmeni olmak için hangi liseye gitmek gerekir?
Oruçluyken ağlamak günah mı?
Hangi gezegenlerin dolanma süresi dünyadan daha kısadır?
Dijital endüstriyel dönüşüm nedir?
Hızlı kek nasıl yapılır?
Mekik en kolay nasıl çekilir?
Kuran ı kerim ne zaman çoğaltıldı?
IBB bisiklet nerelerde var?
4K video için kaç Mbps?
Cemevi adı nereden gelir?