Kendi devrinde " eski " olarak tanımlanan edebiyatı en iyi bilen kişi olarak anılan Naci , yeni tarzda da oldukça başarılı manzumeler yazdı.
Recaizade Mahmut Ekrem'le ( ZEMZEME ), Muallim Naci ( DEMDEME ), tartışmanın taraflarıdır. Demdeme ve Zemzeme adlı eserlerde cereyan etmiştir. Eski-yeni edebiyat tartışması da denir.
“Abes-Muktebes Tartışması” genellikle göz veya kulak için kafiye etrafında şekillenen bir tartışma olarak bilinir. Bu açıdan bakılınca tartışma sanki Malumatın göz için, Recaizade M. Ekrem'in kulak için kafiyeyi savunduğu bir tartışma intibaını uyandırmaktadır.
Recaizade Ekrem'in "Zemzeme" adlı şiir kitabının ikinci kısmını Ahmet Mithat Efendi'ye göndermesiyle başlayan tartışma edebiyatımızda "zemzeme-demdeme" münakaşası olarak bilinir.
Recaizâde Mahmut - Muallim Naci Tartışması : Serveti-i Fünûn Edebiyatının doğmasında Muallim Naci ile Recaizâde Mahmut Ekrem arasındaki " eski - yeni " tartışması çok önemli bir rol oynamıştır.
Yaşadığı dönemde, Recaizade Mahmut Ekrem ekolüne karşı klasik edebiyatı savundu. Recaizade Mahmut Ekrem'in Zemzeme adlı şiir kitabına karşılık “Demdeme” adlı eleştiriyi kaleme aldı. Aruzu Türkçeye ustalıkla uygulamıştır. Servetifünun sanatçılarını etkiledi.
"Servet-i Fünun" edebiyatı 1896 yılında Hasan Asaf adlı bir gencin, Malumat dergisinde yayınlanan “ Burhan-ı Kudret ” şiiriyle başladı. Şiirin ; “Zerre-i nurundan iken muktebes / Mihr ü mehe bakmak abes” beytindeki “abes / muktebes” kelimeleri, eski - yeni tartışmasını beraberinde getiriyordu.
Zemzeme - Demdeme : Tanzimat Döneminde Hararetli Bir Tartışma. Hiç şüphesiz 1839 senesinde ilan edilen Tanzimat Fermanı, tarihimizde çok büyük değişikliklere sebebiyet vermiştir. Daha çok kendisini sosyal ve iktisadi hayatta gösteren bu değişimler, hukuk ve edebiyat sahalarında da kuvvetli bir şekilde hissedilmiştir.
Nâmık Kemal , Tahrib-i Harabat'ı 1875'te yazar ve o dönemde Magosa'da sürgün hayatı yaşamaktaydı. ... Vatan şairi aynı eserinde Ziya Paşa 'nın Şiir ve İnşa makalesinde halk edebiyatı taraftarı olduğunu fakat Harabat'ta Divan edebiyatını savunarak eskiye olan özlemini dile getirdiğini yazar. Bu Kemal 'e göre büyük çelişkidir.
R.Ekrem'in görüşleri doğrultusunda ürün veren Edebiyat-ı Cedide şairleri " kulak için uyak" uygulamasını sürdürdüler. Türk abecesinin benimsenmesinden sonra " göz için uyak- kulak için uyak" ayrımı geçerliliğini bütünüyle yitirdi.
Serveti-i Fünûn Edebiyatının doğmasında Muallim Naci ile Recaizâde Mahmut Ekrem arasındaki "eski-yeni" tartışması çok önemli bir rol oynamıştır. Muallim Naci , eski edebiyata karşı daha "ılımlı" duruyordu. Yeni edebiyata geçişin yavaş ve doğal bir süreçte olması gerektiğini savunuyordu.
Ses ve yazım yönünden hangi sözcüklerin uyaklı sayılacağı konusunda Türk yazarları arasında çıkan ve yeni bir şiir beğenisinin yerleşmesine temel oluşturan tartışma (1895). dizelerinin, son sözcükleri arap abecesine göre iki ayrı harfle (se ve sinle) yazıldığı için, uyaklı sayılamayacağını ileri sürdü.
Divan şairleri tarafından benimsenen kafiye anlayışıdır. Arap alfabesine göre çıkış noktaları (çıkak) birbirine yakın olan seslerin aynı ses sayılması bu anlayışta kafiye olarak kabul edilmez.
dizelerinin son sözcükleri Arap alfabesine göre iki ayrı harfle “se ve sin” yazıldığından kafiye olarak kabul edilmez. Göze göre kafiye benimsendiği için bu iki sesin görünüşleri birbirinden farklıdır. b) Kulağa göre kafiye anlayışı: Sadece ses benzerliğinin benimsendiği kafiyedir.
Bilgisayara format atmak ne işe yarar?
Svalbard a nasıl gidilir?
Başkasının pasaportuna kayıtlı telefon alınır mı?
Kiremit çatı eğimi en az kaç olmalı?
Venüs'ün uydusu var mi?
Rezidans nasıl yazılmalı?
Kültürel miras ve turizm okuyan ne iş yapar?
ATA AÖF blok uygulama il tercihi nasıl yapılır?
Yüz yüze mülakat nedir?
Mühendis olmak için kaç puan gerekir?